Yeis Yok!

Lâkin, hani bir nefhası yok sende ümîdin! "Ölmüş"mü dedin?Ah onu öldürmeli miydin?   Hakkın ezeli fecri boğulmazdı, a zâlim, Ferdâlanın artık göreceksin ki ne muzlim!   Onsuz yürürüm dersen, emîn ol ki yürünmez. Yıllarca bakınsan, bir ufak lem'a görünmez.   Beyninde uğuldar durur emvâcı leyâlin; Girdâba vurur alnını, koştukça hayâlin! Hüsran sarar âfâkını, yırtıp geçemezsin. Arkanda mı, karşında mı sâhil seçemezsin.   Ey, yolda kalan, yolcusu yeldâ-yı hayâtın! Göklerde değil, yerde değil, sende necâtın:   Ölmüş dediğin rûhu alevlendiriver de, Bir parça açılsın şu muhîtindeki perde.   Bir parça açılsın, diyorum, çünkü bunaldın; Nevmîd olarak nûr-i ezelden donakaldın!   Ey, Hakk'a taparken şaşıran, kalb-i muvâhhid! Bir sîne emelsiz yaşar ancak o da: Mülhid.   Birleşmesi kâbil mi ya tevhîd ile ye'sin Hâşâ! Bunun imkânı yok elbette bilirsin.   Öyleyse neden boynunu bükmüş, duruyorsun? Hiç merhametin yok mudur evlâdına olsun?   Doğduk, "Yaşamak yok size!" derlerdi beşikten; Dünyâyı mezarlık bilerek indik eşikten!   Telkîn-i hayât etmedi aslâ bize bir ses; Yurdun ezelî yasçısı baykuş gibi herkes,   Ye'sin bulanık rûhunu zerk etmeye baktı; Mel'un aşı bir nesli uyuşturdu, bıraktı!   "Devlet batacak!" çığlığı beyninde öter de, Millette bekâ hissi ezilmez mi ki? Nerde!   "Devlet batacak!" İşte bu öldürdü şebâbı; Git yokla da bak var mı kımıldanmaya tâbı?   Âfâkına yüklense de binlerce mehâlik, Batmazdı, hayır batmadı, hem batmıyacaktır; Tek sen uluyan ye'si gebert, azmi uyandır: Kâfi ona can vermeye bir nefha-i îman;   Davransın ümidîn; bu ne haybet, bu ne hırmân? Mâzîdeki hicranları susturmaya başla;   Evlâdına sağlam bir emelmâyesi aşıla, Allah(c.c.)'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete râm ol… Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir