Geçtim

Bugün bir şeylerden vazgeçmeli. Bırakmalı hayatın ortasında duran bir şeyleri bir kenara ve kenarda kalanları almalı artık ortaya. Tadına varmalı tadı bütün bir sabah kahvaltısının, kilo derdinden vazgeçerek ya da sinemaya yalnız gitmeli vazgeçerek bütün arkadaşlardan, adını yazmalı bir kağıdın çizgileri arasına, çizmek istediğim bütün resimleri ardımda bırakarak, kimbilir belki de hayatı vazgeçilmez kılmayı bırakmaklı, tadına daha da varmak için gözlerimizle göremediklerimiz uğruna.

Vazgeçmeli, şimdiye kadar uğrunda kanat çırptığımız bütün aydınlıklardan ve biraz da karanlıkta yürümenin tadına varmalı, dinlediğimiz şarkıların ışıkla olan savaşına seyrici kalmadan. Bir şeylerin daha tadına varmalı şimdi, vazgeçerek sevdiklerimizden ya da sevmek istediklerimizden.
Pişman olmamalı tercihlerden ya da bir acı saplanmamalı yüreğimizin tam ortasına ve biz bir başka şey seçmeliyiz, zamanın bize getirdiklerini ve bizden götürdüklerinin adını bir beyaz kağıda yazarken. Her ne kadar gelen ve giden şeylerin dengesi hep gidenden yana ağır bassa da, yaptığımız tercihler yapıldıkları zaman itibari ile doğrudurlar, doğru kalmalıdırlar. Tercihlerden ya da vazgeçmelerden doğan pişmanlıkların yolumuzu kesmediği bir hayat için anın güzelliğini taşımak zorundayız bir sonraki zamana.
Bugün vazgeçmeli zamanın bize unutturamadığı her bir şeyden. Her gelen gün yeni bir hayatın ilk günü; ve her yapılan, bir şeylerin başlangıcı olmalı. Yeniden başlayacağım bir hayat için vazgeçiyorum şimdi, bunca zaman beni yoran ama tepedeki o güzel manzarayı bana gösteren herşeyden. Tercihim bir kısır kaybedişten yana, tıpkı yarın yeniden doğacak güneşten bu gecelik vazgeçişim gibi. Doğduğunda ısıtacağı farklı bir dünya için, baktığında kamaşacak yeni gözler ve her batışında huzur verecek başka yürekler için vazgeçmeli. Ya da yeni bir başlangıç için, huzur için, mutluluk için, aşk için…
 
Bu dağlar sizin olsun, çünkü ben nasıl başlayacağımı bilmediğim bir hayatın nasıl bittiğini bile anlamadığım bir zaman dilimini yaşıyorum, arkamda bıraktığım herşey için dökerken gözyaşımı. Henüz tadını alamadan, kendim için bir şey yapamadan gidiyorum uzak memleketlere, önceden olduğu gibi, şimdi olduğu gibi. Kulağımda ağır bir ezgi, gözlerim yaşlı, kalbim yaralı bırakıyorum bir daha bırakmayacağım herşeyi. İçimden zerre kadar gelmezken yollara düşmek, bir hayata bağlı diğer bütün hayatlar için, kurulan bütün hayaller ve çekilen bütün cefalar için bir çentik daha atıyorum, silmem gereken bütün özlemlere.
Ve şimdi bırakıyorum, bırakılmaması gereken her birşeyi. Yıllar önce hissettiklerimden çok daha farklı duygularla gidiyorum, yeni bir adım atmaya. Bunca yıl beklemiş olan ya da bekleyecek olanlardan diliyorum, yokluğumun özrünü…

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir