Kısa…
Picasso’nun sergisinde, bir kadın, tablolardan birini ünlü ressama göstererek;
– Ben bu resimden hiçbir şey anlamadım, der.
Picasso sorar:
– Siz Çince biliyor musunuz madam?
Bu soruya kadının, hayır demesi üzerine ise Picasso şu cevabı verir:
– Ama Çince’yi 1 milyardan fazla yakın insan konuşuyor ve anlıyor.
Doğruya Yakın Sözler
Bir arkadaşı Mark Twain’e bir olayı anlatıyordu. Konuşma bitiminde yazar sordu:
“Bütün bunlar anlattığın gibi mi?”
“Evet, birebir aynı değilse bile, doğruya yakın sözcüklerle anlattım.” deyince Mark Twain hafifçe gülümsedi:
“Doğruya yakın sözcükle doğru sözcük arasında büyük fark vardır; ateş böceği ve ateş arasındaki fark kadar…” dedi
50 Altın
Meşhur hattatlardan Şevki Efendi’ye, resmi bir binanın kapısına bir kitabe yazdırmışlardı. Ünlü hattata bu yazıdan dolayı on altın verdiler. Şevki Efendi, bu parayı kabul etmedi. Saray Ağası, Şevki Efendi’ye: “Bu yazıyı on dakikada yazıverdin, on altın yeter”, deyince Hattat Şevki efendi gülerek: “Hayır, Ağa hazretleri ben bu yazıyı on dakikada değil, tam elli senede yazdım. Elli altın isterim.” dedi. Saray Ağası isteği Padişah’a iletince, Padişah: “Üstad dileğinde haklıdır. O elli senede yetişmiştir. Elli altın veriniz.” diye emir buyurdu.
Karınca ve Balıklar
Afrika’nın uçsuz bucaksız topraklarında ilkbahar yağışlarıyla oluşup, yaz sıcağında yok olan “geçici” göller vardır. İşte bu gollerin oluşumuna tanık olan yerlilerin bir sözü :
” Gölde sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları”
Yani üstünlük buğun karıncadaysa yarın balığa geçebiliyor; ya da tam tersi… Karınca ya da balık olmanın sağladığı üstünlüğe sevinmek kendimizi kandırmaktan öte bir anlam taşımıyor, çünkü kimin kimi yiyeceğini gerçekte “suyun hareketi” belirliyor.
Önemli Olan Tad Almak
Amerikalı piyanist ve besteci Eubie Blake öldüğünde 104 yaşındaydı. Blake 102 yaşındayken televizyonda bir söyleşi yapıyordu. Sordular: “102 yaşında olmak, nasıl bir duygu?”
Blake cevapladı:
“Yaşın pek tadı yok. Yaşamanın tadını çıkartmak güzel…”
Sanat Ateşi
Ünlü aktör Bert Lahr’e yönetmenler:
“Saçların bembeyaz oldu. Artık yaşlandın. Üzgünüz bu rolü sana veremeyiz…” demişler.
Aktör, kendine güvenen bir üslupla cevap vermiş ve rolü almış:“Damın karlı olması evin içinde ateş olmadığı anlamına gelmez…”