Dövüş Kulübü
Oregon Üniversitesi’nde yüksek lisansını yapan Chuck Palahniuk‘un uzak olmayan bir gelecekte geçen ve kafası karışık genç bir erkeği konu alan romanından yola çıkılarak çekilen Fight Club’da filmi anlatan, ünlü bir otomobil firmasında iyi bir işe sahiptir. Tek düze yaşamı kronik uykusuzluk sorunuyla çekilmez bir hale gelmiştir. Ailesi ve yakın bir arkadaşı olmayan Anlatıcı doktorunun tavsiyesi üzerine kanserli hastaların terapi grubuna katılır. Bu toplantılar esnasında Marla ile tanışır; o da genç adam gibi hasta olmadığı halde grubun toplantılarına katılmaktadır. Anlatıcı’nın ve Marla’nın çabaları, tüketici kültürünün anlamsızlığına karşı bir duruştur adeta, kariyer sahibi ama yalnız insanların bir tepkisi. Anlatıcı’nın jenerasyonu ölü bir jenerasyondur. Bir yolculuk sonrası evinin yanmış olduğunu gördüğünde arayabileceği tek kişinin yolculuk sırasında tanıştığı sabun satıcısı Tyler olması da adeta bunun bir kanıtıdır. İçilen birkaç biranın ardından park yerinde Tyler, kahramanımızı kendine vurması için kışkırtacaktır. Aralarında başlayan bu kavga Anlatıcı’nın hayatını değiştirecektir. Bir süre sonra Anlatıcı, Tyler’ın yanına taşınır. Tyler’ın liderliğinde bir dövüş kulübünün kuruluşuyla bu kulüpte sayıları elliyi aşmamak kaydıyla genç erkekler birbirleriyle dövüşmeye başlayacaklardır. Kısa sürede popüler hale gelen kulüp ve Tyler hızlı bir şekilde bu ölü jenerasyonun mesihi haline gelir. Durum gün geçtikçe içinden çıkılmaz bir hal almaya başlamıştır. Tyler ve Anlatıcı’nın olaylara verdikleri tepkiler paralellik kazanmaya başlar. Kurdukları klüp ise kapital dünyada kendini önemsiz ve dışlanmış hissedenler için bir buluşma noktası olma özelliğini edinir, gün geçtikçe üye sayısı ve derinliği artar. Anlatıcı bu olaylar olurken Tyler’ın kendisine bilerek bilgi vermediği bir Kıyamet Projesi’nden haberdar olur ve Tyler’ın onu yalnız bırakması ile şok geçirir. Onu bulabilmek için birçok dünya şehrine gider ve gittiği her şehirde klübün ne kadar geliştiğini ve o şehirlere de yayıldığını görür. Artık kontrol edilemeyen bu ilerleyişe son vermek isteyen Anlatıcı harekete geçer ve Kıyamet Projesi’ni polise anlatır. Kıyamet Projesi büyük bankaların merkezlerinin havaya uçurularak bütün hesapların silinmesi ve insanların borçsuz olarak yeni bir hayata başlamasını esas alır.