Mavi Akıyor Eylül Kanımda
Hiç bir tarih düşülmemiş dibacesine
Belkide anamin kiz zamaniydi kim bilir
Yol yürünmemiş
Göç düzülmemiş
Mavi saridan kopmamişti mesela
Ve ben doğmamiştim henüz gözlerinde senin
Bir sir gibi saklamiştim seni cellatlardan
Derken celladim oldu gözlerin
Hangi kitada sabir taşi çatliyorsa
Hangi mevsim kana bulaniyorsa
Nerede çocuklar soluyorsa saksisinda annelerin
Hepsinin kaydi tutuluyor ağustos islakliğinda gözlerin
Ve daha yüreğime vurmadan güneşi marti yüzlü çatilarin
Ansizin dilinden şebnem akiyor şafağin
Derken işin ne burada yağmurlari başliyor istanbulun
Bir kitada seni farkediyorum
Anliyor musun
Binlerce yillik bir tarihten su gibi siziyorsun kanima
IŞte o gün gözlerin bir melek yankisiyken
TOprağin kokusu
Şafağin al işiği
Gülün nefesi
Ve kayisinin dalinda çatlamsi gibi
Akip gitti zaman gözlerinden
Akip gitti eylüle
Mavi bir sizi gibi içimden
Ve gülüşlerinden aynalarima yansidi
Zarif bir ibrişim letafetiyle helezonu yildizlarin
Bu yüzden sen hep gül
Bir seder gibi gülümse
RUhunun bahari fişkirsin gözlerinden
Masallardaki peri kizi gibi gül
Öylesine gül ki sabahlarima
Çölleşen göğsüme yağmurlar yağsin
Kocaman bi gül ki avuçlarimda
Yillanan küllerden alev saçilsin
Bi gülersen kuru gülüm yeşerir
Etrafinda mecnundan meltem olur
Sen gülersen doru kisrak döllenir
TArihlerde aşkin sirri çözülür
Aşina renklerden gök kuşaği o
Geçerim altindan zamanlar donsun
Bi gülsün gözlerin
Öylesine gülsün ki
Yok olsun anneler yeniden doğsun
Öylesine bi gül suskun ve sessiz
Üveyikler toprağima dönsünler
Bi gel…
Bi gül ….
Bi sus …..
Ve bi deli bak……
Yüzüme bakanlar seni görsünler…